Küçük Esnafın Yok Olma Tehlikesi

Elazığ Bakkallar Odası Başkanı Ceprail Top, büyük alışveriş merkezlerinin tüm mahalle ve sokaklara girmesi nedeniyle küçük esnafın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Küçük Esnafın Yok Olma Tehlikesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ Bakkallar Odası Başkanı Ceprail Top, esnaf camiasında yaşanan acı bir gerçeği kamuoyuyla paylaştı. Cebrail Top, Elazığ’da her gün bir bakkal esnafının dükkanını kapattığını söyledi. 
  
Cebrail Top, günışığı’na yaptığı açıklamada, Elazığ’da yaklaşık 3 yıl önce 2 Bin civarında olan bakkal sayısının bu yıl itibariyle 1800’e düştüğünü söyledi. Bu düşüşün hızlı bir şekilde devam ettiğini belirten Top, “Mayıs ayı içerisinde 26 bakkal esnafımız daha dükkanını kapattı. Diyebiliriz ki Elazığ’da her gün bir bakkal dükkanını kapatıyor.” dedi. 
  
Uluslararası şirketlerin Elazığ’da her mahallede büyük alışveriş merkezleri açtığını, bunun da küçük esnafı büyük ölçüde etkilediğini belirten Cebrail Top, “Her sokakta pıtırak gibi alışveriş merkezleri açılıyor. Bu tür alışveriş merkezleri şehri işgal etmiş durumda. AVM’lerin her mahallede her sokakta açılmasının önüne geçecek yasal bir düzenlenenin yapılması lazım. Aksi halde bakkal esnafımızın yakın bir zamanda yok alacağından endişeliyiz” dedi. 
  
Daha önce AVM’lerin şehrin 20 Km dışına taşınması konusunun tartışıldığını ancak AB kriterleri kapsamında bunun hayata geçirilemediğini belirten Top, “Biz de Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan sistemin ülkemizde de uygulanmasını istedik. Bu karar TBMM alt komisyonuna kadar geldi ancak hala beklemede. Anayasanın ilgili maddesinde devlet esnafını korur ve kollar diye bir kanun var. Umudumuzu yitirmedik. İnşallah yasa çıkacak diye ümidimiz var. Siyasi irade alkol düzenleme yasasını bir gecede çıkarttı. Bunu da çıkartabilir. Biz bunu yok olmamak için istiyoruz.” diye konuştu.
  
Küçük esnafın bulunduğu yerin hem ekonomisine hem de mahallesine katkısı olduğunu belirten Top, “Küçük esnafımız devletimize vergisini ödüyor. Hastaneye gittiği zaman doktor parasını, eczaneye gittiği zaman ilaç parasını veriyor. Devletimize hiç yük olmuyor. 26 tane esnafımız şuanda dükkanını kapattı. Devletimiz bunlara bakmak zorunda. Kışın odun kömür vereceksin, pirincini bulgurunu vereceksin. Biz de diyoruz ki sağlık, eğitim, gıda gibi destekleri verme. AVM’lerin her mahallede her sokakta açılmasının önüne geçecek yasal bir düzenleme yapılırsa küçük esnafımız rahatlar. Biz bunu istiyoruz” diye konuştu.
  
Mahalle halkı ve STK’ların küçük esnafa sahip çıkmasını isteyen Cebrail Top, şöyle devam etti: “Halkımız maalesef esnafına sahip çıkmıyor. Elazığ’da maalesef alışveriş kültürü değişti. Vatandaşlarımız ucuz olduğu düşüncesiyle marketlere yöneliyor ama marketler çok da ucuz vermiyor. Küçük bir araştırma yaparlarsa marketler ve bakkalar arasındaki fiyat farkını görecekler. Marketler sadece birkaç kalem ürünü ucuz veriyor. Diğer mallarda giydiriyorlar. Bana veresiye bir ekmek ver desen vermezler. O kadar büyük kar ediyorlar ki her yerde şube açıyorlar. Burada insanlarımızı bilinçlendirmemiz lazım. Biz demiyoruz AVM’lere gidilmesin, marketlere gidilmesin. Ama araştırılarak gidilsin. Kendi canından kendi mahallesinden olan insanlara itibar edilsin. Şuan bakkallarımız sokakların, mahallenin bekçiliğini yapıyor, iyi ve kötü günlerimizde bizlerle oluyor. Peki büyük marketler ne işimizi görmüşler. Paramızı almışlar yurtdışına götürmüşler. Yani bizleri bitirirlerse özellikle kendi ilimizin ekonomisine baltayı vurmuş oluruz. Çünkü ilimizde üretim yok. Sanayi gelişmedi. Tarım ve meyvecilik yapılıyor. Peki kim satacak bu meyvemizi, yoğurdumuzu, sütümüzü. AVM’lerde satılan süt ve süt ürünlerin ne kadar taze, ne kadar sağlıklı, bunu araştırmamız lazım. Yani kendi ürettiğimiz doğal ürünleri kendimiz pazarlarsak hem ilimizde istihdam yaratırız, hem tarıma destek oluruz hem de iş yerlerimizin kirasını rahat öderiz. Yani bu para bu ilin içerisinde döndüğü taktirde ekonomiye çok büyük katkılar sağlayacak. Her sokağın başına, sağına soluna Alışveriş Merkezi açmasının bir anlamı yok. Birilerinin buna dur demesi lazım. Bu konuda STK’lara yerel yönetimlere, siyasilerimize büyük görevler düşüyor.”