'2023 seçimleri ülkemizin kaderi bakımından yol ayrımıdır'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Döviz kurundaki faizlerdeki , enflasyondaki dalgalanmalar, yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir. Biz durmadık, çalışıyoruz' dedi.

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde gerçekleşen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

"Biz AK Parti'yi istişare ile kurduk. En büyük istişareyi de milletimizle yaptık"
Berat Kandili'ni tebrik eden Erdoğan," Milletimizin ve tüm Müslümanların Berat gecesini canı gönülden tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Önümüzdeki ağustos ayında partimiz 21. yaşını kasım ayında da iktidarımız 20. yılını geride bırakıyor. Bir büyük davanın neferleri olarak AK Parti bayrağı altında yola nasıl, niçin ve hangi şartlarda çıktığımızın muhasebesini her şartta yapmaya çalışıyoruz. Öncelikle şu hususun altını tekrar çizmek isterim. Biz AK Parti'yi istişare ile kurduk. En büyük istişareyi de milletimizle yaptık" dedi.

Salı günü milletvekilleriyle yapılan sohbet toplantılarının dördüncüsünün gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan," Bugün sizlerle birlikteyiz, pazartesi günü Merkez Yürütme Kurulu'nu topluyor, ardından eski dönem milletvekillerimiz ve il başkanlarımızla bir yemekli toplantıda bir araya geliyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi AK Parti milletin partisidir. Milletin sesidir, milletin hizmetkarıdır. Günün 24 saati milletle beraberdir." değerlendirmesinde bulundu.

''YENİ BİR İMTİHANIN 2023 SEÇİMLERİNİN ARİFESİNDEYİZ''

AK Parti'nin 15 seçimin tamamında sandıktan açık ara birinci parti olarak çıktığını ifade eden Erdoğan, "Bu milletimizin bu duruşumuzu gördüğünü, tasdik ettiğini, desteklediğini gösteriyor. Yeni bir imtihanın 2023 seçimlerinin arifesindeyiz. Bir kez daha milletimizin huzuruna çıkacak geçmişin hesabını verecek, gelecekte yapacaklarımızı ortaya koyacak, sonraki 5 yıl için seçmenden ruhsat isteyeceğiz. Şüphesiz her seçim önemlidir, hayatidir, belirleyicidir fakat 2023 seçimleri AK Parti'nin bunun yanında Cumhur İttifakı'nın geleceğinin ötesinde ülkemizin ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda bir yol ayrımını ifade edecektir.

Biz bu seçimde öncelikle Türkiye'yi Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına atfettiğimiz büyük hedeflerine ulaştırarak ülkemizin demokrasi ve kalkınma kazanımlarını korumanın peşindeyiz. Bununla kalmıyor ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline getirerek milletimizi asırlık özlemlerine kavuşturmanın taahhüdünü veriyoruz.

Türkiye'nin son 20 yılına damgasını vuran her eserimizle, her hizmetimizle, her projemizle, her siyasi, ekonomik, sosyal reformumuzla bu büyük gayeyi hayata geçirmek için gereken alt yapıyı kurmaya çalışıyorduk. Artık fiziki kalkınma konusunda kayda değer bir eksiğimiz kalmadığını memnuniyetle ifade etmek isterim" dedi.

Yarın açılışı gerçekleşecek 1915 Çanakkale Köprüsü'nün önemli bir proje olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "İşte yarın açılışını yapacağımız 1915 Çanakkale Köprüsü'nün en önemli sembollerinden biri olacağına inandığım kalkınma hamlemizi ihtiyacımız olan büyük atılımı destekleyecek seviyeye getirdik. İnşallah Cumhuriyet tarihimizin özellikle de AK Partimizin şu iktidarı döneminde eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda özellikle dış politikada, tarımda ve enerjide bütün bu alanlarda şu anda özellikle de 1915 Çanakkale Köprüsü adeta bir taç mesafesindedir. İnşallah dünyanın en önemli köprülerinden biri olacak. Hatta bir numarası diyebileceğim bir köprüyü böylece inşa ettik." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:

''Döviz kurundaki, faizlerdeki, enflasyondaki dalgalanmalar yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir. Biz durmadık çalışıyoruz. Fiyatlar şunlar bunlar, sevgili vatandaşlarım bakın durmuyoruz bütün bu yatırımları yaparken biz bu yatırımları da özellikle zaman oluyor bakıyorsunuz PPP denilen yap işlet devret ile bu adımları atıyoruz fakat bunu da akılları almıyor. Bu yüklenici firmaların kendi imkanlarıyla yurt dışından veya kendi imkanlarıyla bütün bu yatırımı yapıp ondan sonra da yaptığımız ihale ile ama 10 senede ama 15 senede ama 20 senede bunun bedelini devlet olarak biz kendilerine ödüyoruz. Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor. Burada yüklenici firma bunu yapıyor ve belli bir ücretle ama köprüden ama otobanlardan geçen vatandaş bedelini ödüyor. Açık mı var bu açığı devlet o yüklenici firmaya ödüyor. Bütün bunlarla beraber biz süratle bu yatırımları yaparak ülkemizi ayağa kaldırdık"

Yap İşlet devret yöntemiyle bir çok önemli projenin gerçekleştiğini kaydeden Erdoğan," Bunu sadece otobanlarda, otoyollarda yapmadık hastanelerde de yaptık. İşte şu anda 19 şehir hastanesi var. Bu şehir hastanelerimizi biz aynı anlayışla yaptık. Şimdi şehir hastanelerimizle iftihar ediyoruz. Onların üzerine gelmeye, kulp takmaya başladılar. Boşuna uğraşmayın, bak sizin de eliniz ayağınız oralara düşer. Bak, şu korona virüste bu şehir hastanelerimiz bu eğitim ve araştırma hastanelerimiz olmamış olsaydı biz bu süreci öyle kolay kolay atlatamazdık. Fakat bu hastanelerle biz bu süreci başarıyla atlattık. Bu millet istiklali ve istikbali için Çanakkale'den milli mücadeleye, darbelerden vesayete dışarıda yazılıp içeride oynanan senaryolara kadar nice badireyi yaşamış, tecrübe etmiş, sonuçlarıyla yüzleşmiş bir halktır." dedi.


Türkiye'nin sağlık sisteminde çok yol kat ettiğini söyleyen Erdoğan," Az önce televizyon ekranında paletli ambulanslarla hasta taşımasını izledim. Arkadaşlar biz geldiğimizde bırakın paletli ambulansı normal ambulans var mıydı? Doğru dürüst normal ambulans yoktu. Biz bunların hepsini aştık. Paletli ambulansları devreye soktuk ve en sıkıntılı yerlere bu ambulanslarla çıkmaya başladık. Aynı şekilde ambulans helikopterlerimizi devreye soktuk. Ambulans uçaklarımızı devreye soktuk. Böyle şeyler var mıydı? Bunları biz niye yaptık? İşte Tıp Bayramını yeni geride bıraktık. Kanuni'nin ifade ettiği gibi halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi dedik ve yola böyle koyulduk. Çünkü biz milletimizi seviyoruz. Milletimize inanıyoruz dolayısıyla partimize de güveniyoruz. Çünkü biz bu kadronun bu teşkilatın gücünden, kabiliyetinden, yapabileceklerinden eminiz" ifadelerini kullandı.

Cumhur İttifakı olarak uzunca bir süredir hazırlıkları yürütülen seçim kanunundaki değişikliklere ilişkin çalışmanın geçtiğimiz günlerde meclise sunulduğunu hatırlatan Erdoğan şunları söyledi;" Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesinden ittifakların milletvekili çıkarma hesabının yeniden yapılmasına, seçmen kütüklerinin tanziminden yeni yönetim sistemimizle ilgili uyum hükümlerine kadar pek çok düzenlemeyi içeren bu teklifin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu teklifle ilgili detaylı açıklamaları arkadaşlarımız zaten kamuoyu ile paylaştılar. Burada sadece bir hususun altını çizmek istiyorum. Seçim kanununda yapılacak bu düzenlemeler en çok CHP milletvekillerini rahatlatacaktır diye düşünüyorum. Çünkü biliyorsunuz bu partinin milletvekilleri seçimler öncesi gruplar halinde gözleri yaşlı, boyunları bükük bu şekilde başka partilere altın tepside ikram ediliyordu. Yeni düzenleme ile seçimlere katılmak için Mecliste grup kurmak tek başına yeterli olamayacağı için siyasi mühendislik gayretlerinin ürünü bu tür taşınmalara artık ihtiyaç kalmayacak. Böylece CHP milletvekillerinin tuzluk gibi siyaset masasında elden ele dolaştığı milli irade adına utanç verici yüz kızartıcı tablolarla inşallah bir daha karşılaşmayacağız. Yine bu düzenleme ile ittifaklar içinde yer alan partilerin sahip oldukları oy potansiyelinin çok üzerinde güç ve milletvekili elde edebilmelerini sağlayan sistemi de değiştiriyoruz. Böylece hem milli iradenin tecellisinde adaleti sağlamayı hem de tabela partilerinin siyaseti manipüle etmelerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz" dedi.

"Bu düzenlemede en çok CHP milletvekillerinin işine yarayacaktır" diyen Erdoğan, "Çünkü CHP ittifakını geniş tabanlı göstermek için kendi mensuplarının seçilmesi gereken yerlerin bir kısmını diğer partinin adaylarına peşkeş çekiyordu. Meclis'e verilen teklifle bu garabetin de önüne geçilmekte. CHP'lilerin kendi listelerine sahip çıkabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Sorsanız AK Parti'yi demokrat olmamakla, sadece kendi çıkarını düşünmekle suçlarlar. Gördüğünüz gibi biz seçim kanununda değişikliği çalışırken bile CHP milletvekillerinin yaşadığı sıkıntıları da dikkate aldık düzenlemeleri onların da endişelerini giderecek şekilde yaptık.

Bunun için Komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde CHP milletvekillerinin sunulan teklifi alenen yapamasalar bile kalben destekleyeceklerine inanıyorum. Aslıda siyasette elini en çok rahatlattığımız kişi de CHP'nin başında. Bunca yıldır hiç bir iş yapmadan hiç bir seçim kazanamadan durmayı başarabilen Kılıçdaroğlu'dur. Öyle Ahlatlıbel'de yuvarlak masanın etrafında toplanmakla siyaset olmuyor. Bu zat önce AK Parti'nin yaptıklarına yapmakta olduklarına bakıyor sonra çıkıyor kürsüye bunların bir kısmını iftiraya varan yalan yanlış bilgilerle eleştiriyor, bir kısmını da kendi akıl etmiş kendi söylemiş gibi anlatıyor.

Bir gün bakıyorsunuz terörle mücadele için yaptığımız sınır ötesi harekatlarına herhalde PKK'ya göbekten bağlı olduklarını gücendirmemek için zırva bahanelerle karşı çıkıyor. Sonra bir başka gün bu harekatları kendisinin önerdiğini söylüyor. Bir gün bakıyorsunuz ülkemizin dünyadaki en önemli markalarının biri haline gelen insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii ürünlerimizi yerden yere vuruyor. Sonra başka gün bu projelerin kendisine ait olduğunu ifade ediyor hatta ve hatta o fabrikayı benden önce gidip gezmiş, görmüş. Böyle yalan olur mu?

Anlamak mümkün değil bir gün bakıyorsunuz Türkiye'nin onurlu dış politika duruşlarına en ağır ifadelerle saldırıyor. Sonra başka gün kendinden gayet emin şekilde bu duruşun patentine talip oluyor. Patent bize ait. Bir gün bakıyorsunuz Türkiye'nin enerji alanında yaptığı yatırımları çetecilikten kaynak israfına, iş bilmezlikten çevreciliğe kadar tu kaka ilan ediyor, bir başka gün hesaba kitaba gelmez yöntemlerle aynı işleri kendisi proje olarak anlatıyor. Kendisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı çıkmasına rağmen ortaya yurt dışında hazırlanıp eline tutuşturulmuş maalesef bir rapor dışında hiç bir teklif koyamadığını da unutmadık" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Daha masada nasıl oturacaklarına, koridorda nasıl yürüyeceklerine bile karar vermeyi beceremeyenlerin böylesine köklü bir reformu düşünmeleri, hazırlamaları, milleti ikna etmeleri uygulamaya geçirmeleri elbette mümkün değildir. Salgın gibi bir felaket siyasi ve ekonomik fay hatları gibi hususlarda ülkemizin kaderini ellerinde tuttuğunu düşünün. Onlar bir araya gelene oturma düzenine ve söz sırasına karar verene, koridorda yürüme hizasını tutturana kadar zaten iş işten geçer. Böylesi bir karmaşadan ülkenin ve milletin hayrına bir kararın çıkması hadi çıktı diyelim hızlı ve sağlıklı bir şekilde uygulanması mümkün mü? Bu tablonun sadece düşüncesi bile kabus gibi. Milletimize teklif edilen sistem işte budur. Gerçi Kılıçdaroğlu'nun bu tutarsızlıklarına bu hezeyanlarına rüzgar gülü misali esintiye göre sürekli yön değiştirmelerine artık alıştık. Biz belki mecburen alıştık ama milletimiz kendisinden inanıyorum ki bıktı. İnşallah 2023 seçimleri diğer bir çok hayırlı neticesinin yanında ülkemiz siyasetini bu karikatür tipten de kurtaracak bir vesile olacaktır" açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme