Diyabet hastalarına müjde

Dünya Diyabet Günü etkinliğinde konuşan Pediatri Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşehan Akıncı, diyabet tedavisinde son yıllarda çok ileri düzeyde teknolojik gelişmeler yaşandığını kaydederek, Çok yakında umut ediyoruz ki artık köklü çözümler olacak ve bu köklü çözümler sürpriz olmayacak dedi.

TAKİP ET
Dünya Diyabet Günü etkinliğinde konuşan Pediatri Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşehan Akıncı, diyabet tedavisinde son yıllarda çok ileri düzeyde teknolojik gelişmeler yaşandığını kaydederek, 'Çok yakında umut ediyoruz ki artık köklü çözümler olacak ve bu köklü çözümler sürpriz olmayacak' dedi.

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle diyabet hastası çocuklar için program düzenlendi.

Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen programa, Pediatri Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşehan Akıncı, Pediatri Endokrin Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emine Çamtosun, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatri Endokrin Uzmanı İsmail Dündar, hemşireler, diyabet hastası çocuklar ve aileleri katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan Pediatri Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşehan Akıncı, insülin bulunmadan önce diyabetin ölümcül bir hastalık olduğunu ancak insülin bulunduktan sonra hastaların sağlıklarına kavuşmaya başladıklarını söyledi.

Akıncı, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğumdan itibaren bütün yaş gruplarında diyabetin sıklığında giderek bir artış gözlemlenmekte olduğunu belirterek, 'Bunların nedenleri arasında tabi ki dengesiz beslenme, doğal beslenmeden uzaklaşma, genetiği değiştirilmiş gıdalar, teknolojinin getirdiği rahat yaşam, çocukların televizyon ve bilgisayarların karşısında çok uzun vakit geçirmeleri yer almaktadır. Bunlar tabi ki çok önemli faktörler ama genetik özelliklerimiz de bunda etkilidir. Eğer doğuştan gelen özelliklerimizden dolayı diyabetten kaçamıyorsak, sağlıklı yaşam ilkelerine dikkat ederek bu hastalığın kötü sonuçlarından kurtulabiliriz' ifadelerine yer verdi.

Diyabet tedavisinde son yıllarda çok ileri düzeyde teknolojik gelişmeler yaşandığını kaydeden Akıncı, 'Bu gelişmelerden de hepimiz yararlanıyoruz. Çok yakında umut ediyoruz ki artık köklü çözümler olacak ve bu köklü çözümler sürpriz olmayacak. Diyabeti tamamen yeneceğiz. Önemli olan o zamana kadar organizmamızı sağlıklı tutmak ve bu teknolojik gelişmelerden yararlanabilmektir' şeklinde konuştu.

Turgut Özal Tıp Merkezi Pediatri Diyabet Eğitim Hemşiresi Yeşim Erdem Karabulut da diyabet ve insülinin tarihçesi hakkında bilgiler vererek, şunları kaydetti:

'İnsülin 1921 yılında Frederick Banting ve arkadaşları tarafından keşfedilmiş ve birçok diyabetlinin hayatını kurtarmıştır. Bu nedenle Frederick'in doğum tarihi olan 14 Kasım tüm dünyada Dünya Diyabet Günü olarak kutlanmaktadır. 1921 yılına kadar diyabetliler günde ortalama 800 kalori ile beslenmekte yani diğer bir değişle açlık diyeti yapılmakta iken insülinin keşfiyle yaşlarına uygun beslenme rejimlerine geçmişler ve hayat kaliteleri de oldukça yükselmiştir. 1980 ve 1990'lı yıllarda kaynatılan şırıngalarla insülin enjektörü ile yapılan insülin 2000'li yıllarla beraber insülin kalemleriyle yapılmaya başlanmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle insülin pompası ve sürekli glikoz ölçüm sistemleri diyabetli çocukların hayatını muazzam şekilde kolaylaştırmıştır.'

Program daha sonra İnönü Üniversitesi Tiyatro, Dans, Müzik Topluluğu ve TODUP tarafından düzenlenen tiyatro, dans gösterimi ve müzik dinletisiyle devam etti.

Programın kapanış konuşmasını yapan Turgut Özal Tıp Fakültesi Pediatri Endokrin Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emine Çamtosun ise diyabetin tarihçesine değinerek, 'Milattan sonra da 200. yüzyılda Areteus isimli bir bilim adamı ilk kez çok idrar yapmayla giden bir hastalık olduğunu tanımlıyor ve buna diyatebes diyor. İnsülün vücudumuzun karın bölgesinde özellikle mide, on iki parmak bağırsağın arkasına yerleşmiş olan pankreas bezinden salgılanıyor. Özellikle pankreasın abacık hücresi dediğimiz özel bir hücre topluluğundan salgılanıyor' ifadelerini kullandı.

Programda, plaket takdimi, pasta kesimi ve çocuklar için düzenlenen yüz boyama, hediye dağıtımı, resim çizme, ebru sanatı gibi çeşitli etkinlikler yapıldı.

Bakmadan Geçme