Kabine toplantısından tam kapanma kararı çıktı! İşte detaylar ...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam kapanmanın konuşulduğu Kabine toplantısı sonrası açıklama yaptı.

TAKİP ET

Erdoğan, 29 Nisan Perşembe günü saat 19'dan itibaren başlayarak 17 Mayıs Pazartesi günü saat 5'e kadar ülke çapında tam kapanmaya geçildiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir araya gelen Kabine toplantısı sona erdi. Kritik toplantı sonrası Erdoğan açıklamalarda bulundu.

YENİ KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ

29 Nisan 2021 perşembe akşamı 19:00'dan başlayıp, 17 Mayıs pazartesi 5:00'e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz. Bu tarihler arasında kesintisiz sokak kısıtlaması uygulanacak.

Üretim imalat, temizlik gibi alanlarda istisna tutulan kuruluşlar hariç tüm işyerlerine ara verilecek.

Yeme içme yerlerinde paket servislerine ara verilecek şartları uyan yerle bu hizmete devam edecek.

Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacaktır, Şehirler arası araçlar %50 ile çalışabilecek.

Konaklama tesislerinde rezervasyonlar, sokağa çıkma kısıtlamaları için teşkil etmeyecek.

Kamu personeli uzaktan çalışmaya yönlendirilecek.

Anaokulu, kreş, 8. ve 12. sınıflar dahil tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek tüm sınavlar ertelenecek.

İhtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkamayan yaşlılarımız VEFA ekiplerinden destek isteyebilecekler.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Milletimin ve tüm İslam aleminin artık yarısını tamamlamak üzere olduğumuz Ramazan-ı Şerif'ini bir kez daha tebrik ediyorum. Geçtiğimiz hafta Kabinemizde küçük bir değişiklik yapmıştık. Aile ve sosyal Hizmetler Bakanlığımızı ikiye böldük. Ticaret Bakanlığı vazifesini Mehmet Muş görev almıştır. Görevlerini devreden Zehra Zümrüt Selçuk, Ruhsar Pekcan arkadaşlarımıza ülkemize yaptıkları destekler için şükranlarımı sunuyorum. Bu arkadaşlarımızla ilgili sosyal medyada yürütülen linç kampanyalarını kınıyorum.

ERSİN TATAR'A DESTEK

Bugün Kabine toplantımızın öncesinde KKTC'nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı misafir ettik. Görüşmemizde Cenevre'de gerçekleştirilecek 5+1 BM toplantısını ele aldık. Tatar, egemen eşitliğe dayalı 2 vizyonu gündeme getirecek. Biz de Türkiye olarak bu vizyona destek vereceğiz. Kıbrıs'ı çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyen, Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimizi ambargolarla yıldırmaya çalışan zihniyete müsamaha göstermeyeceğiz. Toplantının sonucu ne olursa olsun, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.

KUZEY IRAK'A OPERASYON

TSK geçtiğimiz günlerde Kuzey Irak'ta terör yuvalarına kapsamlı operasyon başlattı. 2015 yılından itibaren terörle mücadelesinde yeni konsepte geçmiştir. Artık teröristlerin burnumuzda eylem yapmasından önce onları yuvasında engelleyeceğimizi tüm dünyaya duyurmuştuk. Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım adı verilen son operasyonlarımız da bu adımla yürütülmektedir. Operasyondaki tüm askerlerimizi alınlarından öpüyorum. Irak ve Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinin tacizinden kurtardığımız gibi sınırlarımız ötesinde de herhangi bir terör eylemine izin vermeyeceğiz. Tabi bu arada 2 şehidimiz var. Şehitlerimize Allah'tan rahmet eyliyorum, mekanları cennet olsun. Suriye'de sınırlarımızın dibinde terör oluşumu oluşturmaya çalışanların da bu gerçeği göreceğine inanıyorum. Ülkemizin bekası için ne yapmamız gerekiyorsa onu sürdüreceğiz.

BIDEN'A 'SOYKIRIM' TEPKİSİ

ABD Başkanı Biden, yayınladığı mesajda coğrafyamızda 1 asırdan önce yaşanmış olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi ve hukuki ifadesi olmayan bu söylemleri milletimizi ve bizi üzmüştür. Türkiye karşıtı grupların baskıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Ancak bu durum iki ülke arasındaki tutumu ortadan kaldırmıyor. Şayet böyle bir yola girilecekse, bu yarıştan alnı ak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz. ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım ifadesi yönetenlerin millet içine çıkamayacak duruma gelecektir. Osmanlı balkanlardan ve Kafkaslara uzanan nüfusunun yarıya yakını 10 milyon ölüm yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz. Batılı tarihçiler söylüyor. Sadece dedelerin torunlarına, yürekleri burkularak anlattığı acı hatıraları vardır. Çünkü bu insanlar Türk'tür, Müslümandır. Millet olarak bugüne kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket etmedik. Biz acıları kalbimize gömük ileriye bakma bakış açımızı bazıları yanlış anlıyor. Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana'dan Antep Maraş'a, İstanbul'dan Çanakkale'ye kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter. Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bile bilir. Biz hala en başta söylediğimiz yerdeyiz. Tarihteki olayların araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni olaylarıyla ilgili ortak bir komisyon kurulması çağrımıza bir cevap alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken, karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi peşinde koşması tek başına göstermeye yeter.

ERDOĞAN, O GÜNKÜ TRAJEDİYİ ANLATTI

Meseleyi özetle anlatmak istiyorum. Anadolu, ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden ve inançtan insanların yaşadığı coğrafya olmuştur. Tarihimize 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür. Osmanlı'nın son döneminde batılılar tarafından silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır.

Aynı durum Doğu'da Ermeniler üzerinden oynanmıştır. Bu çeteler topraklarımıza saldıran Ruslarla işbirliği yapmıştır.24 Nisan'da ne olmuştur? Aslında insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaş halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini tutukladığı gündür. Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte ne olduğunu bilerek, Ermenilerin acılarına saygı duyarak son yıllarda mesaj gönderiyoruz. Yapılan işlem muhtemel bir tehlike değil bir fiil yürüyen bir isyana artan katliama karşı alınmış bir tedbirdir. Ermeni çeteleri, sadece masum ve savunmasız insanları katletmişleridir. Sadece Muş'ta 20 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır. Ermeni çeteler, Trabzon civarındaki vatandaşları da topluca öldürmekten çekinmemişlerdir. Ortada karşılıklı savaştan kaynaklı kayıp olsa bir yere kadar kabul edebilir. Ama tekrar ediyorum. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamı ve yüzbinlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek anlatmışlardır. Osmanlı devleti çıkardığı sevk kanunuyla Ermeni nüfusu başka bölgeye gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar tüm Ermeni nüfusu değil çetelerin olduğu bölgeleri kapsamıştır.

KORONAVİRÜS PANDEMİSİ

Koronavirüs salgını, dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Bu süreci ülkemiz ve milletimiz için en iyi şekilde yürütmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede sağlık uygulama tebliğ listesinde yer alan işlemler için %10 ile %20 oranında artış yaparak sağlık sistemimizi destekledik. Diyaliz hizmetlerinin bedelini %20 arttırdık. Sosyal güvenlik kurumu bütçemize maliyeti 7 milyar lirayı geçen bu hizmetlerin milletimize hayırlı olmasını diliyorum. İhtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere başlattığımız patates soğan dağıtımında, 13 tonu geride bıraktık.

Bugün kabine toplantımızın salgın ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdik. Ramazan bayramının ardından iyi bir sürece girmemiz için rakamların çok daha aşağı düşmesi şarttır. Vakaları 5 binin altına düşürmeliyiz. Özel hastanelerde yoğun bakım ve aşı hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler alıyoruz. Vatandaşlarımızdan hiçbir ücret talep edemez. İlave ücret talebiyle karşılaşan vatandaşlarımız kurumlarımız, bildirirlerde gereken neyse hemen yapılacaktır. Muhtarlarımızın aşılarına başlanacak.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme