İş yerindeki psikolojik taciz hak ihlali sayıldı

Anayasa Mahkemesi'nden işyerindeki psikolojik taciz nedeniyle hak ihlali kararı verdi.

İş yerindeki psikolojik taciz hak ihlali sayıldı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bugünkü Resmi Gazete'de yer alan karara göre, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürlüğü Anesteziyoloji ve Reaminasyon Ana Bilim Dalında sorumlu hemşire olarak görev yapan başvurucu, amiri konumundaki doktorun kendisine "sen bir şey bilmiyorsun, seninle çalışmak istemiyorum. Seni buradan göndereceğim" gibi sözler sarf ettiğini, bunu sürekli hale getirdiğini ileri sürerek üniversite yönetimine ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulundu.

DOKTOR HAKKINDA İNCELEME BAŞLATILDI

Başsavcılığın görevsizlik kararı vermesi sonrası üniversite tarafından yapılan soruşturma sonucu olaya ilişkin rapor hazırlandı.

Raporda, doktorun eleştiri sınırlarını aşan, aşağılayıcı sözler kullandığı, bu tip davranışların süreklilik arz etmesi halinde psikolojik tacizden söz edilebileceği belirtildi. Süreklilik arz etmese dahi söz konusu ifadelerin kişilik haklarına aykırılık içerdiği belirtilen raporda, doktor hakkındaki kararı adli makamların vermesinin uygun olduğu kaydedildi.

Hemşire hakkında düzenlenen tıbbi belgeleme ve bilimsel değerlendirme raporunda da hemşireye, "somatik yakınmalı major depresif bozukluk tanısı" konuldu.

TAZMİNAT ÖDENMEMESİNE HÜKMEDİLDİ

Bunun üzerine başvurucunun psikolojik tacize uğradığını ileri sürerek kendisine 10 bin lira manevi tazminat ödenmesi istemli açtığı dava, İstanbul 7. İdare Mahkemesince reddedildi. Mahkemenin kararında, söz konusu iddialara ilişkin idare ve adli birimler tarafından yürütülecek soruşturmalar sonucu zarara uğranıldığının tespit edilmesi halinde tazminata hükmedilebileceği bildirildi.

HAK İHLALİ SAYILDI

Kararın kesinleşmesinin ardından başvurucu, Anayasa Mahkemesine psikolojik taciz nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek bireysel başvuru yaptı.

Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Ayrıca, konuya ilişkin yeniden yargılama yapılmak üzere karar örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesi kararlaştırıldı.