Mehmet Güleç

Yalancı çobanın akıbetini yaşamak

Mehmet Güleç

Ülkemizin gündeminin gerisinde makale yazınca, okurlarımız ve dostlarımız : "Sen başka bir dünyada mı yaşıyorsun? Olup bitenlerden teğet bile geçmiyorsun..." diye sitem ediyor. Madem ki öyle, biz de hiç olmazsa ülke gündeminin kenar mahallesinden bari geçelim :

Son haftalarda, halkımızın müthiş benzetmesi ile adı, bir sit-kom/güldürü dizisinde çubuklu pijama ile endam eyleyen sanatçının adı olan "Peker Pekmez’e çıkarılan bir organize suç örgütü liderinin Ülkemizin İçişleri Bakanı ve hatta zaman zaman daha da yukarıları hakkındaki ithamı veya yazı dili ile söylersek güya ifşalarını içeren videoları dizi film hâlinde yayınlanıyor. 

Temel Hukuk bilgimiz düzeyinde cevaplamak istersek; Ülkemiz şartlarına uymadığına inanıyor olsam da CMUK'numuzun, "Hukuksuz şekilde temin edilmiş belge ve deliller, karine teşkil etmez." şeklinde bir hükmünün olduğunu biliyorum. Dolayısı ile bu “Peker Pekmez ”in 20 yılının cezaevinde geçmiş olması benim için peşinen güvenilmeyecek anlamına da gelmez. Fakat yasalarımız, bu Zat’ı "Organize Suç Örgütü Lideri" olarak kayıt altına almış. Dolayısıyla, sözlerinin hukuk dışı olduğu kabul ediliyor. Bu vasıftaki birinin beyanlarının Yargının ve Yasama Üyelerinin elinde malzeme olması daha büyük garabet olur, olmaktadır.

Böylesine bir konu hakkında işin aslının ne olduğu ve ne olup bittiğine bakmak için mes'elenin önüne, arkasına, yukarısına, aşağısına, altına ve üstüne bakma mecburiyetiniz vardır. Şimdi, işbu hususun önüne, arkasına, yukarısına ve aşağısına kısaca değinelim:

* Son 5 yıldan beri 29 tane AB ülkesinde yakalanan uyuşturucunun tam 4 katı uyuştu-rucu  tek başına sadece bizim ülkemizde yakalandı.                                                                                                                                                

* Türk-İslam Yurdu, Emperyalizmin her rengi tarafından tam 225 yıldan beri param parça edilmek istendi ve bu da çok büyük oranda başarıldı. Elimizde Vatan olarak sadece Anadolu ve Doğu Trakya kaldı. 1925 yılından beri de yine parçalamak isteyen-lerin içimizdeki silahlı bölümü bölücü hainlerinin sayısı 200 civarında kaldı.                                                                                                                                             

* Mafya, çıkar şebekeleri ve muhterisler satın alamadıklarına karşı savaşın her türlü-sünü başlatırlar.

Netice itibariyle; Karşımızda ve elleri ciğerimizdeki bu çok çeşitli renkteki korkunç gücün karşısında tavizsiz durmak demek; taşlanmaya, itibarsızlaştırılmaya, iftiraya ve her türlü pisliğin üzerinize atılmasını da göze almanız demektir. Aynen, merhum Menderes'in, çok az sayıdaki vefalı arkadaşı ile:

" ŞİMDİ BİZİ BU ŞALVARLILAR MI YÖNETECEK?" diyen Stalinci ve Hitlerci karışımı zihniyete karşı durduğu için uğradığı zalimce akıbet misali.

Bu arada; 25 yılda beri arandığı hâlde bulunamayan "en iri" uyuşturucu baronu Örfi Çetinkaya'nın 2004 yılında yakalandığı zaman nasıl olmuşta bunca yıl Belek'teki lüks bir tatil köyünde konakladığı ve bu tarihe kadar niye yakalanamadığı da akla geliyor.

Bu aziz ülkede, çok geriye gitmeden ve çok beriye gelmeden sadece merhum Sultan 2. Abdülhamit'e ve merhum Adnan Menderes'e karşı akla hayâle gelmeyen iftiraları atanların kimler olduğunu ve bugün Sayın Süleyman SOYLU ve arkasındaki Sayın Devlet Başkanımız ile Sayın Devlet Bahçeli’ye tıpkısının aynısı çamurun yine "Aynı Zihniyet Yelpazesi Koalisyonu" tarafından atıldığı için temkinli yaklaşıyorsunuz ve aklınıza "YALANCI ÇOBAN" darbı meseli geliyor.

Yazarın Diğer Yazıları