Serdar: YPG konusunda Türkiye haklı çıkmıştır

AK Parti Elazığ Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Ömer Serdar, ABD Başkanı Barack Obama'nın YPG'nin ılımlı muhalif unsurları hedef almasının kaygı verici olduğunu belirtmesinin önemli olduğunu belirterek, Türkiye'nin haklı çıktığını söyledi.  

Serdar: YPG konusunda Türkiye haklı çıkmıştır
TAKİP ET Google News ile Takip Et

AK Parti Elazığ Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Ömer Serdar, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin 7 Haziran'dan bu yana terör örgütlerinin ciddi anlamda hedefleri haline geldiğini belirten Serdar, ”Ankara'da meydana gelen patlamada hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bu coğrafyada terör sorunları geçmişte de yaşanmıştı ama 7 Haziran seçimleriyle birlikte ülkemiz birkaç terör örgütünün hedefi haline geldi. DAEŞ, PKK, DHKP-C, MLKP gibi örgütlerin Türkiye'yi özellikle içe kapatmak, dolayısıyla dış politikasına bu içe kapanmayla birlikte ayar verme girişimlerinin olduğunu görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak tezimiz son olayda da tescil edilmiş oldu. Bizim özellikle PYD, YPG'nin Suriye içinde ılımlı muhalif unsurlarla Esed rejimine karşı birlikte mücadele vermesi yönünde bir telkinimiz olmuştu. Ama maalesef son zamanlarda İran ve Rusya denklemiyle Esed denkleminin birleşmesi nedeniyle Suriye'nin kuzeyinde bir hat oluşturma yönünde çabalar görüyoruz. PYD ve YPG bu hat üzerinde ilerlerken, özellikle Rusya'nın sivil hedefleri bombalayarak önünü açtığını görüyoruz. Biz Suriye meselesinde bu terör örgütünün masada olmaması tezini ileri sürerken de bunların PKK'nın bir uzantısı olduğunu söyledik, bu eylemle de bunu  tescil etmiş oldular” dedi.

"TÜRKİYE HAKLI ÇIKMIŞTIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Obama ile yaptığı görüşmeye de değinen Milletvekili Serdar, ”O görüşmede Ankara patlaması ile ilgili bilgiler istişare edildi. Obama'nın da bu anlamda YPG'nin Suriye'nin kuzeyinde ilerleyişinin kaygı verici olduğunu, ılımlı muhalif unsurlarının hedef alınmasının kaygı verici olduğunu belirtmesi önemli bir şey. Türkiye bu konuda haklı çıkmıştır. Türkiye gerek müktesebatıyla, gerekse tarihsel misyonuyla her zaman bu olayların üstesinde gelecektir. Bulunduğumuz coğrafya kolay bir coğrafya değil. Türkiye'nin kendi sınırında gerçekleşen bu hadiselere duyarsız kalamayacağını, misyonu gereği buralara müdahil olacağını bilmemiz gerekiyor. Bu konuda son olayla birlikte bütün milletimizle birlik beraberlik görüntüsü içerisinde olmamız, bu konuda yapılacak mücadeledeki kararlılık inşallah Türkiye'nin bunlarında üstesinde geleceğini gösterecektir” diye konuştu.
  
"RUSYA TAMAMEN SİVİLLERİ HEDEF ALMIŞTIR"
Rusya'nın Suriye’de yapmış olduğu sortilere bakıldığında yüzde 90'na yakınında tamamen sivillerin hedef alındığını kaydeden Serdar, Rusya’nın ancak yüzde 10 civarındaki sortisinde DEAŞ'in hedef alındığını vurguladı. Rusya'nın terörle mücadelede samimi olmadığının da ortada olduğunun altını çizen Serdar, “Burada amaç Türkiye'den Akdeniz'e inen bir koridor oluşturup tamamen kendi tahakkümleri altında yönetebilecekleri bir yapı ve bir denklem oluşturmak. Türkiye'nin karşı çıkacağı bir olgu. Biz müttefiklerimize hep şunu söyledik. DAEŞ, PKK, YPG ve PYD terör örgütleridir, illegal yapılar değildir. Bunlarla mücadele müttefikle bağlam içerisinde olmalı ama bu müttefikliğin gerekleri zaman zaman yapılmıyor. Bundan da sonuçta biz etkilenmiş oluyoruz. Rusya ve İran hattının orada ciddi anlamda DAEŞ'le mücadelesi söz konusu değil. Tamamen sivil hedefleri hedef alan, sivil unsurları hedef alan ve orada tamamen PYD ile YPG'ye alan açması çabaları bizim karşı olduğumuz olgudur” şeklinde konuştu.
  
"MİLLET DEVLETİMİZİN ARKASINDADIR"
Türkiye’nin kırsalda terör örgütüne verdiği darbelerin ortada olduğunu da dile getiren Serdar şöyle devam etti:
“Terörü şehre ve ana merkezlere kaydıran örgütün yapmaya çalıştığı durum bölge halkından gerekli desteği bulmamıştır. Gerekli desteği bulmadığı için güvenlik kuvvetleri de mümkün olduğunca çok hassas davranarak sivil unsurlara zarar vermeden orayı terörden temizlemek ve yaşanabilir, huzur içerisinde kentler yapabilmektir. Bizim o şehirleri eski kimliklerine kavuşturacak tarihi ve kültürel dokusunu muhafaza edecek şekilde  inşa çalışmamız başlayacak. Kamu düzeni orada sonuna kadar tesis edilecek. Artık geri dönüşsüz olarak terörün orada yerleşmemesi adına bu çalışmalar yapılacaktır. Vatandaşlarımızın hiçbir kuşkusu olmasın. Devlet bu konuda kararlıdır, millette bu konuda devletimiz ve hükümetimizin arkasındadır."
  
"TOPLUMUN ARZU ETTİĞİ ANAYASAYI MECLİS'E TAŞIYACAĞIZ"
Anayasa komisyonunda yaşananlara da değinen Serdar, toplumun arzu ettiği anayasayı Meclis'e taşıyacaklarını söyledi. Serdar, "Anayasa Uzlaşma Komisyonu Meclis Başkanının başkanlığında başladı. Ancak 3. oturumdan sonra dağılmak durumunda kaldı. Buradaki mesele daha usul aşamasındaki CHP’nin bir takım kırmızı çizgiler, ön şartlar ortaya koyması sorunu kilitleme noktasına getirdi. Aslında Anayasa Uzlaşma Komisyonu altında komisyon kurulmuşken komisyonun adını değiştirme gibi darbe unsurlarından arındırma gibi bir takım komisyonun işlevi olmayan şeylerinde gündeme getirilmesi, dolaysıyla bu konuda samimiyetlerini toplumda tartışılır hale getirdi. Bir defa yeni bir anayasa yapılıyor. Anayasada  değişiklik yapmıyorsunuz. Anayasada değişiklik olsa bir takım kendi çizgilerinizi ortaya koyabilirsiniz veya bir takım defanslarınızı ortaya koyabilirsiniz. Oysa yeni anayasa inşasında tamamen olaya sıfırdan başlamak gerekiyor. Bu anlamda sistemde dahil her şey tartışılabilir durumdadır. Sistemi tartışmaya yanaşmayan bir parti bugün Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu kilitler noktaya getirmiştir. Anayasa Uzlaşma Komisyonu 3. oturumdan sonra daha usul tartışmalarında dağılmıştır. Bu toplumun gözü önünde gerçekleşen bir olaydır. Ancak muhtemelen bunda sondaki süreçte belki bir liderler turu da gerçekleşebilir. Yeniden komisyonun harekete geçmesi anlamında meclis başkanının bu anlamda bir çağrısı var. Bu noktadan sonra eğer buda gerçekleşmezse AK Parti olarak toplumun o arzu ettiği özgü, temel hak ve özgürlükleri teminat altında alan çağdaş bir anayasayı buluşturma yönündeki çalışmamızı yine biz meclise taşıyacağız ve toplumun önüne getireceğiz. Taktir toplumun. Referanduma götürülecek çoğunluk sağlanır mı sağlanmaz mı bu ayrı konudur. Ama bu toplum bütün siyasi partileri bu konuda ki çalışmalarını somut ve net olarak görmüş olacaktır” dedi.
  
"AK PARTİ’NİN TAVRI NETTİR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nın zaman zaman siyasette sıkıştığı noktada manipülasyonlara gittiğinin altını çizen Serdar, şöyle devam etti: 
“Toplum bu söylemeleri ciddiye almıyor. Yani kendisi terör örgütü unsurlarından arkadaşlar bahseden bir lider, AK Parti’ye teröre yataklık yapmaktan söz ediyor. Dolaysıyla bunun ciddiye alınacak bir tavrı yoktur.  AK Parti'nin bu anlamdaki terörle mücadelesi, tavrı nettir. 14 yıllık iktidarlık içerisindeki tavrı net ve somut olarak ortadır. Terörle ilişkili CHP’nin tavrı aslında sorgulanabilir tavırdır. İç Güvenlik Yasası'nda ortaya koyduğu tavır ve 1 Kasım seçimlerinden sonra özellikle savaştırma önergelerinin Meclis'e geldiği gündemde CHP’nin aldığı tavır eğer irdelenirse siyasi çizgi olarak daha çok HDP çizgisine kaydığını görebilirsiniz. Bunu biz söylemiyoruz. CHP’nin eski gelen başkanlarından Deniz Baykal da kaygısını dile getirdi. Dolaysıyla Türkiye’nin milli birlik, beraberlik, ulusal güvenlik sorunlarının gündemde olduğu bu dönemde CHP’nin kendisini konumlandırmış olduğu çizgi çok yanlış bir çizgidir. Bu çizgiden dolayı kendilerinde iç tartışmaların başladığı süreçte özellikle tartışmayı başka alana kaydırmak için açıklamalar yapıyor”.