Görme engelli adam 25 yıldır felçli eşine bakıyor

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde iki gözlü bir evde yaşayan engelli Revşi ve İzzet Karakoç çifti, maddi imkansızlıklara rağmen hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. 25 yıldır yatalak olan eşinin her yükünü çekerek, büyük bir vefa örneği gösteren görme engelli İzzet Karakoç, eşini çok sevdiğini ve onun için her şeyi yapacağını ifade etti. Eşi Revşi Karakoç ise tek isteğinin akülü bir araba olduğunu belirtti.

TAKİP ET
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde iki gözlü bir evde yaşayan engelli Revşi ve İzzet Karakoç çifti, maddi imkansızlıklara rağmen hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. 25 yıldır yatalak olan eşinin her yükünü çekerek, büyük bir vefa örneği gösteren görme engelli İzzet Karakoç, eşini çok sevdiğini ve onun için her şeyi yapacağını ifade etti. Eşi Revşi Karakoç ise tek isteğinin akülü bir araba olduğunu belirtti.

Bağlar ilçesi Fatih Mahallesi'nde iki gözlü bir evde yaşayan 3 çocuk sahibi engelli Revşi ve İzzet Karakoç çifti, maddi imkansızlıklara rağmen hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Görme engelli olan baba Karakoç, 25 yıl önce geçirdiği rahatsızlık sonrası belden felçli olan eşine bakıyor.

17 yaşında geçirdiği rahatsızlık sonrası yatalak duruma düştüğünü kaydeden Revşi Karakoç, kimsenin ne olduğuna anlam veremediğini ve maddi imkansızlıklardan dolayı tam bir tedavi süreci geçirmediğini kaydetti. Karakoç, '17 yaşında bir hastalık geçirdim. Bundan dolayı iki sene yerde kaldım kalkamadım. Herkes dedi 'kalça çıkmasıdır.' Ona götür buna götür derken ayağa kalktım yaklaşık iki sene düzeldim. Bu süre içerisinde evlendim. İlk çocuğuma hamile kaldım. Kızımı doğurduktan sonra bir daha hastalığım nüksetti ve bir daha ayağa kalkamadım. Yatalak oldum. Ne bir yere gidecek durumumuz vardı. Hiç kimse bir yere götürmedi çünkü durum yoktu ne para ne bir şey. Hiç bir şey yoktu, kimliğim dahi yoktu' dedi.



'Kocam da engellidir ama bana bakıyor'

Evlendikten sonra üç çocuğu olan anne Karakoç, küçük oğlunun üniversite okumak istediğini ancak okutacak gücünün olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

'Üç çocuğum var. Biri kız ikisi erkek. Erkek çocuklardan biri kayıp, diğeri liseye hazırlanıyor, kızım da evlendi. Ben ona dedim 'Sen 50 yaşına da gelsen bana mı bakacaksın. Ben 50 sene ölmedim. Sen git evlen.' Evlendi gitti. Bazen yanıma geliyor diğer zamanlarda ise kocam bakıyor. Kocam da engellidir ama bana bakıyor. 25 yıldan fazladır kocam bana bakıyor. Engelli maaşı alıyorum. Onu da son 4-5 yıldır alıyorum. Eskiden almıyordum. Eşim alıyordu bize yetmiyordu. Bu şekilde buraya kadar geldi.'



'Ben de okumasını istiyorum'

Küçük oğlunun okumak istediğini belirten anne Karakoç, oğlunun okumasını kendisinin de istediğini ancak durumu olmadığı için ne yapacağını bilemediğini ifade etti. Karakoç, 'Geçen sene dershane tuttuk ama benim gücüm yok. Bu sene dedi üniversiteye gideceğim ama benim gücüm yok onu okutmaya. O da istiyor okumayı ben de istiyorum okumasını. Her yere başvuruyor bir iş için belki bu bir iki ay çalışıp harçlığını kazanır' diye konuştu.



Tek isteği akülü araba

Akülü arabaya ihtiyacı olduğunu belirten anne Karakoç, 'Akülü arabaya ihtiyacım var. Bana bir tane İstanbul'daki dernekler tarafından gönderildi ama bu sokak olaylarında onun da motoru, aküsü gitti. Bir defa aküsünü değiştirdim ama benim gücüm yok. Devletten Allah razı olsun maaş da veriyor. Ne yapayım benim gücüm yetmiyor ki ben çocuğu okutayım. Bir akülü araba olsaydı iyi olurdu. Nefes darlığım var. Heyete girdim bana 'senin elin çalışıyor' diyorlar. Elim çalışıyor ama nefesim yok. Benim kilom var, psikolojim bozuk. Ne yapayım? O kadar ilaç kullanıyorum da fayda etmiyor. Kocam bana bakıyor kimse yok bana baksa. Çocuklar her biri bir yerdedir. Eşimi sevmesem yanında durur muydum?' ifadelerini kullandı.



'İşimiz, malımız yok sadece bize verilen maaş'

25 yılı aşkın süredir eşine bakan baba İzzet Karakoç ise eşini çok sevdiğini ve imkanı olsa onu tedavi ettireceğini söyledi. Karakoç, şunları kaydetti:

'25 yıldan fazladır eşime bakıyorum. Nasıl olduysa bu hastalığa yakalandı. Doktorlara götürdük de boş döndük. İmkanlarımız yoktu yoksa bu duruma gelmesine izin verir miydik? Kimse yok ben bakıyorum. Eşimi seviyorum. Eğer imkanım olsaydı onu tedavi ettirirdim ama imkanım yok. Devletin bize verdiği maaş dışında bir gelirimiz yok. İş yok, bulaşık yok, eşya yok, büyük bir malımız yok sadece bize verilen maaş var o kadar. Onun bakım maaşı benim de yaşlılık maaşı.'

Yardım kuruluşları ise ailenin durumunun inceleneceğini belirtti.

Bakmadan Geçme