Türkiye'de mutlu insan sayısı artıyor!

Ernesto Illy vakfının 2012 yılından beri yaptırdığı 'Dünya mutluluk raporu' araştırması 2017 yılındaki raporuyla karşılaştırıldığında küresel mutluluk azalmış ancak Türkiye, geçmişe göre mutluluğunu artırabilen ender ülkeler arasında yer alıyor.

TAKİP ET

G-20 ülkeleri arasında bulunan Türkiye'nin Dünya mutluluk ligindeki 155 devlet arasında 69.sırada yer almasını hoş karşılamasak da çevremizdeki anlamsız savaşlara, sahip olduğumuz jeopolitik risklere ve içerideki finansal dalgalanmalara baktığımızda durumu buruk şekilde kabullenebiliyoruz. İnsanın mutluluk derecesi sadece yaşadığı ülkenin ekonomik göstergelerine veya GSYİH'nın büyüklüğüne bağlı değildir.

Sosyal varlık olan İnsanı, maddi kazanımlar sadece tatmin etmiyor; sürdürülebilir kalkınma çözümleri, toplumsal vatandaşlık bilincine yönelik düzenlemeler, bireyin manevi tatminini hedefleyen atılımlar, kişisel hak ve özgürlükler, adil ve şeffaf yönetim, kaynak ve hizmetlere ulaşım kolaylığı, hükümet politikası vs tüm bunlar mutlu insan sayısını artırıyor. Mutlu insan; çevresine zarar vermez, kırıcı olmaz, güveni yüksektir ve sosyal sorumluluk bilinci üst seviyededir. Bir toplumdaki mutlu insan sayısı oranına göre ülke kalkınıyor ve muassır oluyor.

Son yıllarda kamu kuruluşları politikalarının İnsan odaklı olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte harekete ederek toplumdaki mutlu kişi sayısını artırmaya yönelik hamlelerine İşitme cihazı sektörü olarak elbirliğiyle destek veriyoruz. Türkiye'de son 10 yılda işitme cihazı sektöründe çok önemli ve köklü değişimler yaşandı. İşitme cihazı standartları, nitelikli insan kaynakları, İşitme cihazı için sağlanan SGK katkısı, Sağlık bakanlığının yaptığı hukuki düzenlemeler, rekabetin getirdiği hizmet kalitesi, işitme cihazı teknolojilerinde muazzam gelişmeler ve elbette ülkemizde odyoloji anabilim dalının hızla gelişmesi, işitme sorunu yaşayanların geleceğe daha umutlu bakmasının zeminini hazırlıyor.

Sürdürülebilir ve kalıcı hizmetlerin hayat bulması için uzun vadeli stratejiler gerekiyor ancak yıkmak için bir saniyede alınacak karar yeterli olabilir. SGK, 1 Ocak 2018 tarihi itibariyle ruhsatlı işitme cihazı satış ve uygulama merkezleriyle sözleşme yapmaya çalışarak şahıs ödemelerini kapattı. Sözleşmede zikredilen 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ödemelerle ilgili maddeleri hakkındaki hükmünden dolayı çok sayıda firma uzun süre sözleşme yapmayarak belirsizliğin giderilmesini ve maddelere açıklık getirilmesinde ısrarcı oldu. Sözleşmede değişiklik olmasa da Genel sağlık sigortası genel müdürünün beyanları ve SGK il müdürlüklerine gönderdiği yazıya istinaden firmalar sözleşme yapmaya başladılar. İlk görünüşte kamu ve vatandaş lehine avantajlı gibi görünse de sözleşme içeriğine 360 dereceyle bakılıp gerekli düzenlemeler yapılmazsa son on yılda alınan olumlu kararlar ve harcanan emeklerler ziyan olacak ve böylece yıllar sonra mutluluğu yakalama fırsatını yakalamış işitme sorunlu vatandaşlarımız bir kaosla karşı karşıya kalabilir. STK'ların talepleri doğrultusunda mevcut sözleşme içeriği netleştirilmezse Türkiye'de satılan üstün özellikli teknolojik işitme cihazlarının zamanla çekilebileceği ve sadece vasat işitme cihazlarının satılma riskinin olabileceği konusunda endişe duyuyoruz. Bu hamle sektörü ileri değil geri götürür ki hepimize özellikle de işitme sorunlu bireylerin aleyhine olacaktır. Özellikle SGK merkezinde alınan kararın 81 il müdürlüğünde yanlış şekilde yorumlanması işitme merkezlerini gereksiz yere yorabiliyor.

SGK'nın Türkiye'de giderek artan mutlu kişi sayısını artırmaya yönelik hamleler yapacağını ummuyor, sektör paydaşları olarak da üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

Bakmadan Geçme