Mehmet Güleç

Türkçe, matematik ve tarih bilgisi olmayan diplomalı cahiller

Mehmet Güleç

Benim bahtı kara, talihi kem Ülkemde 19.Yüzyılın başlarından itibaren nesillere; Emenuel Oktay gibi Kripto Yahudilere ve Sabatayistlere veya benzer versiyonlarına sipariş edilen tarih, Agop Dilaçar gibilere tanzim ettirilen kelime, sözlük ve kâmuslar ile de Türkçe öğretildi.

Bugün Üniversite bitirmiş nesiller sadece  300 kelime civarındaki bir dille konuşabiliyor. Bu şekildeki, dilini ve tarihini bilmeyen nesiller ise; önyargı ile, cahilce, bağnazca, söyleneni ve yazılanı kavramayan, okuduğunu anlamayan bir beyin ile ve ideolojik kalıplaşmaya göre hüküm verir oldu.

Son 450 yıldan beri kahır çoğunlukla Hükûmetler, kamuya hizmette liyakate ve ehliyete önem vermedi. Osmanlı'da son 450 yıldan itibaren Sultan Ana'lara ve devlete çöreklenmiş çıkar çevrelerinin entrikalarına göre makam dağıtıldı. 1800'lü yılların başlarından itibaren de, Londra'dan yönetilen Mason Localarının tavassutu ile makamlar dağıtılır oldu.  Bu meş'um ve mel'un Çember, 1966 yılından itibaren kırılmaya çalışılsa da Milletimiz, bu mücadelede çok değerli ve çok kabiliyetli evladını kayıp verdi. 5 bin yıllık tarih tecrübesi olan bir devlette bir gün ipinin çekileceğini fark eden Loca, 1963 yılında İslam suyuna bandırılmış bir şekil alarak ray değişikliğine gittiyse de,  2011 yılından itibaren bu da tasfiye edilmeye başlandı. (Esasen, Siyonizmin ve Haçlıların bu ittifak ve vahşî elini, Gazi Mustafa Kemal çok büyük riskler alarak 1935 yılında kapattığı hâlde, 1946 yılında tekrar açtırdılar.)

Devletimizin  nesillerine 2 asra yaklaşan tarihi, dili ve ilmi doğru öğretme hususundaki ihmalini bugün tarihî dizilerle ikmal etmeye çalıştığı aşikâr. Eksiklere ve hatalara rağmen.

"Payitaht..." dâhil, tarihi dizilerin tümüne kendi paylaşım sitelerinde çok sayıda eleştiri getirdik. Diriliş Selçuklu ile ilgili bir eleştiri-miz, tam 1300 beğeni aldı. Yazık ki, taşıma su ile değirmen dönmüyor. Senaryoyu uzatmak için seyircinin aklı ile saygısızca alay ediliyor. Meselâ, ünü cihanı kaplamış Yıldız İstihbarat Teşkilatı, 2,5 hain çakalı yıllarca yakalayamaması gibi...

Gerek maliyet bakımından ve gerekse Pandemi döneminde aşırı kalabalık olması istenmiyor olsa bile, olması gereken hacmin bilgisayar teknolojisi ile halledilebilindiğini biliyoruz. Bunu bile yapmadılar, yapamıyorlar. Fakat unutmayalım ki; yüzeysel de olsa, birçok insanımız kendi tarihimizi kısmen bile olsa bu dizilerden öğrenebiliyor. İnşallah, zaman içinde daha güzelleri de yapılır.

Bendenizin de dahil olduğu kuşak olan 78 KUŞAĞI ve daha öncesi, Nizam-ül Mülk'ü ve Siyasetnamesini ..vs.. daha 12 Eylül öncesin-den okumuşuzdur. Bizden sonraki nesillerin birçoğu, maalesef kişilerin eserlerini bırakın, adını bile duymadı. (İstisnalar kaideyi bozmaz) Yazık ki; Milletimiz, Devlet eliyle kendi çocuklarına yüzyıllardan beri kendi tarihini ve kendi dilini lâyıkıyla öğretemedi. Bugün, üniversite bitirmişlerimiz dahi ancak 300 kelime ile konuşması bundan dolayı. Değil 5.500 yıllık Türk Tarihini, son 200 ve hatta son 70 yıllık tarihimizi bile bilmiyoruz. Güya, Atatürk adına yapılan, fakat ilk işi Atatürk'ün Anayasasını ayak altına almak olan Darbeciler, "HAKİMİYET-İ MİLLİYE, BİLÂ KAYD-U ŞART MİLLETİNDİR.." düsturuna rağmen, 27 Mayıs 1960 tarihinde Hakimiyet-i Milliye'yi katletme facialarını, tam 19 yıl boyunca bayram olarak kutlattılar. Bu zulümden daha acı olanı da, bu zulmün demokratik irade ile değil de, bir başka darbe ile kaldırılabilmiş olmasıydı.

Merhum U. Mumcu'nun : "BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLUNMAZ.." veciz sözünde de belirttiği gibi, insanımızın doğru bilgiye sahip olmadan büyük büyük fikir sahibi olduğunu sanması ve bugün, bütün kulvarlarda ukalalıkların havada uçuşmasının esas sebebi : vahamet boyundaki bu cahil bırakılışımızdır…

Yazarın Diğer Yazıları